Nisan 2019 için arşiv

GALİP NAŞİT ARI 2

2019

Galip Naşit Arı 1’in devamıdır

I -ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER 

ANNEMMeltem
Bir korkulu rüya görsem,

Ağlayarak uyanırım,

Yaşlarımı dindirecek
Sıcak bir el yok sanırım.

Anneciğim okşar beni,
“Yavrucuğum, korkma!” diye;
Avunurum dalar gider.
Çocuk ruhum bu sevgiyle!


ARI
Gündüzleri yorulmadan,
Bahçeleri dolaşıyor, 

Renk renk açmış çiçeklerden,

Kovanına bal taşıyor. 

Gümüş gibi parıldıyor, Meltem 2
Vızıldayan kanatları.

Vazifeye candan bağlı,
Şu çalışkan küçük arı. 

Biz de küçük arı gibi,
İşimizi seviyoruz.
Çalışmayan çocuklara,
“Arı gibi ol” diyoruz.


BİZİM TREN
Bir kampana… Bir daha.
Keskin bir düdük sesi.

Birden lokomotifin

Kımıldadı gövdesi. 

GNA-HBGÇŞ

Sonra, çelik raylarda
Kaydı demir tekerler.
Sürüklendi peşinden
Vagonlar birer birer.

Sanki titriyor gibi
Yerler sarsıntısından.
Arkasında rüzgârlar
Bırakıyor hızından.

Bizim tren kuş gibi
Karlı dağlar aşacak,
Yurdumu baştan başa
Gezecek dolaşacak.


DİŞLERİM
Her sabah uyanınca,Meltem
Ben bilirim işimi,

Yüzümü sabunlarım,
Fırçalarım dişimi.

Hiç ağrımaz, çürük yok,
İnci gibi dişlerim,
Boş yere ceplerimde,
Beklemez yemişlerim.


GÖL
Erir tepelerde kar,
Gümüş dereler akar;
Birikir bir göl olur. 

Göl bir mavi aynadır,
Ormanlarda saklanır,
Samsun Ahali Matbaası 1946Ağaçlar onu korur.

Bazı rüzgâr esince,
Karışır ince ince,
İpek bir kumaş gibi.

Kışın kaçar neşesi,
Önce kaybolur sesi,
Sonra donar taş gibi.


KARDEŞİM
Benim iki yaşında,
Bir küçük kardeşim var.
Her sabah uyanınca
Beni görmese ağlar. 

Severim kardeşimi,
Onsuz sevincim yarım.
Öyle yapmacık değil,
Yürekten kucaklarım.


SAKSIM
Önce toprak doldurdum
Sonra attım bir tohum.
Bir küçük filiz verdi.
Gün geçtikçe yeşerdi.
Öğrenmiştim huyunu,
Verdim her gün suyunu.
Bir küçük fidan oldu,
Üstü çiçekle doldu.
Hepsi alev kırmızı,
Süslüyor odamızı.


TAVŞAN
Hiç yorulmadan  koşan,
Minik yüzlü şu tavşan,
Girdikçe bahçemize,
Sebze bırakmaz bize,
Ne bulursa kemirir,
Her kök, dişinde erir.
Sağda solda dolaşan,
Sevimli küçük tavşan,
Ne yaramaz, ne çevik,
Uzun kulakları dik,
Dinler köşe bucağı,
Sezer her ocağı.
Duysa bir ayak sesi,
Çıkmaz olur nefesi;
Rüzgârla yarış eder,
Kuş gibi uçar gider. 

 

II -DESTAN PİYESİNDEN KÜÇÜK BİR BÖLÜM 

Göklerin sonsuzluğu, enginliği denizin,Destan 2
Dağların yüksekliği… Dışıdır Gazimizin. 
Asıl görünmeyen iç ne kudretler taşıyor,
Hangi tanrının ruhu bu varlıkta yaşıyor. (*)

Biz yeni Türkiye’nin Kemalist çocukları,
Kolumuzun gücüyle açarız ufukları.

Hepimizin yüreği bir tek duyguyla çarpar, 
Hepimizin kafası bir tek varlığa tapar. (**)
Gazi Mustafa Kemal’dir bu varlığın adı. 

 

III -MAKALELERİNDEN ÖRNEKLER 

19 Mayıs Samsun Halkevi Dergisi 193519 Mayıs dergisindeki bir yazısını özetleyerek niteliklerini anlatmaya çalışalım: “Yeni Türkiye’nin kuruluş tarihi olan 29 Ekim 1923, yalnızca siyasal bir değişikliğin başlangıcı değildir. Tüm alanlardaki devrimlerle ulusal başarıların da başladığı tarihtir. 15 yıl, tarih bilimi için dün denecek kadar kısa bir süredir. Ancak o günden sonra geçen zaman içinde yüzyılları aşacak kadar büyük atılımlar yapılmıştır. Bize ve zamanımızın Türk gençliğine Atatürk çocukları denir. Vatanımızı, bağımsızlık ve cumhuriyetimizi de Atatürk’e borçluyuz. Atatürk, Türklüğün ebedî güneşidir. Tarih boyunca her Türk, Ne Mutlu Türk’üm Diyene sözleriyle övünecek, bizler de Atatürk çağının gençleri
olarak bundan mutluluk duyacağız.
” 

 


BİLGİ NOTU
(*) Buradaki tanrı sözcüğü mitolojik bir gücü tanımlamak
için kullanılmıştır. Konu Yüce Tanrı’mız “Allah” değildir.
Sözcük o nedenle büyük değil, küçük harfle başlamıştır.

(**) Tapma sözcüğü tapınma değil, aşırı sevgiyi anlatma amacıyla
kullanılmıştır. Gerek Türk gerekse Dünya Edebiyatı’nda sıkça geçer.


TÜRK YAZIN DÜNYASI adına
Dijital Yayın Kurulu ile 
Günay Tulun      

ΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞ
Türk Yazın Dünyası ile Sayın Günay Tulun’un birlikte hazırladığı bu biyografik sayfa; araştırma, emek ve birikimlerin ürünüdür. Harcanan çabalara saygı için, alıntı yaparken kaynak gösterilmesini rica ederiz. [Dijital Yayın Kurulu]
ΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞΞ